Boyabat Yöresi Manileri
Boyabat Yöresi Manileri
Boyabat yöresinde söylenen manilerin sadece derleyebildiklerimize sizlere sunuyoruz. Bunlar sadece benim değil öğrencileriminde özverili çalışmaları ile maydana gelmiştir.
Bu çalışmaya katkıda bulunan Ayla KUŞÇUOĞLU, Enver YOLDAŞ, Nazif YILMAZ, Hanife KÜÇÜKBAŞ, Kadir AKSOY,Özlem KARAOĞLU, Emrah AKKUŞ, Esra KİRENCİGİL, Özlem KARAOĞLU, Kamile ÜNVER,Kadir AKSOY, Şaziye BAHÇEVAN, Cemile ŞAFAK ve merhum Mehmet Nuri YILMAZ (dedem)'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Ancak halkımızın ağzında bulunan ama bize ulaşmayan yüzlerce manininde bulunduğunu biliyoruz. eğer onlardan ulaştıklarınızı bize bildirirseniz kültürümüzün zenginleşmesine katkıda buluncaksınız.
Akpınar’ın yapısına Gündoğmuş kapısına Yarim çiçek yollamış Uyandım kokusuna Armudun irisine Ben yandım birisine Beni çoban tutsalar Kızların sürüsüne Aşağıdan ay doğar Tepeden kavuşacak Hayırsızın yoluna Gençliğim savuşacak Atımın attığına Babamın sattığına Babam beni verecek Gözünün tuttuğuna Ayşeler aşa gelsin Çığırın kaşa gelsin Ben Ayşe’yi alırım İsterse paşa gelsin Boyabat’a üç çeşme Yarim çeşmeden içme Eller sözüne uyup Yarim benden vazgeçme Caminin ezanı yok İçinin düzeni yok Şu viranenin içinde Salınıp gezeni yok Çekmecenin kilidi Üstünü gül bürüdü Sen orada ben burda Olan ömrüm çürüdü Dereler düze kadar Gel yarim bize kadar Bir giyim çorap ördüm Topuktan dize kadar Elifin hecesi var Gündüzün gecesi var Seversen kızları sev Gelinin kocası var Enterisi gök imiş Yardan fayda yok imiş Yari benim diyordum Müşterisi çok imiş Evin önünde yaldız Nerden geliyo(ng) baldız Sen git de bacın gelsin Yatamıyon yalınız Giden dayı beri bak Kulağına deri dak Eğer beri bakmazsan Kafanı köprüye kak Gider gider gelirsin Aklın yok ki delisin Yakma beni kendine Bekar değil evlisin Gitme olusun pişman Vallah ardına düşmen Yar diye güvendiğim Oldu mu bana düşman Gök gürlüyor gürlüyor Derindendir derinden Bana bir yudum su ver Suyun serin yerinden Gülüm kurutmam seni Suda çürütmem seni Yıllar geçse aradan Yarim unutmam seni Hollanda’nın düzüne Duman çökmüş yüzüne Hasret kaldım Yavrumun gül yüzüne İp attım ucum kaldı Toprakta kuçum kaldı Yarim gitti gelmedi Yürekte acım kaldı Kamyon geldi “düt” dedi Annem “çabuk gir” dedi Akşam dünürlük geldi Bey babam “küçük” dedi Kar yağar testimize Tozuyor üstümüze Düşman azgunun dese Gelemez üstümüze Karpuz kestim suyumuş Yar dizimde uyumuş Napalım yarim işte Kaderimiz buyumuş Kara tavuk kaçıyor Kanadını açıyor Bıldır ki sevdiklerim Şimdi benden kaçıyor
Karga öter kavaktan Bir yar sevdim konaktan Bırakta gel ah yarim Öleceğim meraktan Kayada kayacılar İp boyar boyacılar Ağlasana kız gelir Geliyor kınacılar Kayaların armudu Annem babam var mudu? Annem babam olsaydı Beni burda kor muydu? Kiremitten su akar İçsem ağzımı yakar Ben senden korkuyom Yumurtaya kurt bakar. Köpekleri toraman Evlerine varamam Yarim hasta diyorlar Hiç kimseye soramam Kunduram telli idi Sevdiğim belli idi Benim gülmedik başım Önceden belli idi Mani dedim de şaştım Mani defteri açtım El işinde gücünde Ben yar derdine düştüm Mani maniye hindir Mani söyleyen kimdir Hele açın bakalım Hangi dertlininkidir Maniye baş olayım Yanına eş olayım Tırpanını sapına Şıngırlı kuş olayım Mektup attım karadan Dağlar kalksın aradan Mektubunu almaya Kavuştursun yaradan Muallimin mendili Cebinde mi kirlendi? Elekçi kızı almış Memlekete dillendi Parmağım dolu yüzük Parmaklarım oynamaz Yarim senden başkasına Benim canım kaynamaz Söğüdün yaprakları Kuyunun kapakları Yollan beni köyüme Mis oldu toprakları Şeftali morum diye Güvenme oğlum diye Yarin il kızı gelir Sarılır yarim diye Taş üstüne taş koydum Bir yastığa baş koydum Yarin gelecek diye Sağ yanımı boş koydum Testi testi su gelir Yarimden mektup gelir Mektubu gele gele İnşallah kendi gelir |
Al eline kalemi Yaz başına geleni Madem doktor değilsin Niçin açtın yaremi Arabaya çul taktım Bu türküyü ben yaktım Ala gözlü meleği Bu gece gelin yaptım Aşağıdan kar gelir Uzun boylu yar gelir Uzun boylu yarime Çuha yelek dar gelir Atladım girdim bağa Başım deydi yaprağa Nazlı yar gelmeyince Koymayın beni toprağa Bağa girdim budanmış Bağa tilki dadanmış Yari benim sanıyordum Yar ellere dadanmış Bakkaldan kibrit aldım Yare verecem diye Köy içinde yar sevdim Her gün görecem diye Ceviz içi dört kıynak Zordur yardan ayrılmak Ayrılmak bir şey değil İlle sabredip de durmak Deredeki değirmen Delikli taştan mısın? Dayan yüreğim dayan Kızıl ağaçtan mısın? Derelerin inciri Sahatımın Zenciri Dün gece neredeydin? Göğnümün güvercini Ekmek ettim yağladım Varman diye ağladım Vallahi vamıyodum Anama kıyamadım Elma attım denize Geliyor yüze yüze Selam söyle reise Kızını versin bize Enterisi sıklu yar Hakikat bu tatlı yar Bir selamın geliyor Selamı kıymetli yar Evimin önü pazak Varamıyom yolun uzak Önüme kurdular Demirden tuzak Gider gider gelüsün Aklın yoktur dölüsün Varma ilin kötüsüne Sonra pişman olursun Gitme olusun pişman Vallah ardına düşmen Görmedim senin gibi Yüzü dost kalbi düşman Gök fasulye pişirdim Toprak tenceresinde Gel yarim oturalım Mutvak penceresinde Hay hoyuklar hoyuklar Yük dibinde sayıklar Davulun sesini duyunca Pirincin taşını ayıklar Hay urumlu urumlu Bacaları kurumlu Bizim köyde oğlan çok Hepde koca burunlu Kaleden top atarlar Güzele çok bakarlar Güzellerin yoluna Malı mülkü satarlar Kadifesi kırmızı Yüreğimde bir sızı Sevda nedir bilmezdim Yeni sevdim bu kızı Kaleden indim iniş Mendilim dolu yemiş Yare verdim yememiş Yar kendi yesin demiş Kamyon geliyor kamyon Kumunu elemeli Gelin diye almıştım Beşiğe belemeli Kar yağar ipek gibi Dökülür kepek gibi Ne peşimde dolaşıyorsun Yal yemez köpek gibi Karpuz kestim kan gibi Kızın göğnü var gibi Kızın göğnü var ise Bende para kum gibi Karaağacın kabuğundan Ellerim kara oldu Kardeşe yana yana Dillerim yara oldu Kayadan atlatırım Mendili katlatırım İş nispete binerse Ben seni çatlatırım Keten gömlek dört enden Yar usandın mı benden Sen usandınsa benden Ben usanmadım senden Köprü olsam yoluna Gelip geçer misin? Pınar olsam yoluna Eğilip su içer misin? Kuzular oldu ikiz Seviştik bağlıyız biz Tanrıya yalvaralım Çürümesi sevgimiz Mani mani maniciyim Dertlerin ilacıyım Daşköprü’yü sel almış Ben orda gemiciyim Mani maniyi söyler Maniyi bilen söyler Mani de bir şey yoktur Kişi gönlünü eyler Maniye başlayalım Şeftali Taşlayalım Şeftali çiçek açmış Dibinde kışlayalım Mendilim benek benek Ortası çarkı felek Yazın beraberidik Kışın ayırdı felek Muallim hastaymış Çorbası tastaymış Muallimin yoluna Kızlar hep hastaymış Sade kahve acıdır Hacca giden hacıdır Herkes kimi severse O başının tacıdır Sıçan gelir takla tukla Ne nohut kor ne pakla İki gözüm beyefendi Kendini kel körden sakla Şu derenin uzunu Kıramadım buzunu Aldım çerkez kızını Çekemedim nazını Üzüm koydum sepete Yar oturur tepede Öyle bir yar sevmişim Şan olsun memlekete Yarim tırpan biçiyor Suyu nerden içiyor İkindinin güneşi Dal fesinden geçiyor Yüzükler parmak için Sinemle kaymak için Analarda doğurur mu Yiğide sarmak için |
Altını sarraf bilir Dertliyi cerrah bilir Benim seni sevdiğimi Yalnız bir Allah bilir Arpalar oraklandı Havalar kuraklandı Gitti yarim gelmiyor Nerede duraklandı Aşma kırağıdan aşma Sen beni tanıyorsun Her kırağıdan aşanı Yarin mi sanıyorsun Atım ula, ben ula Beni verdiler dula Dulluğuma yanmıyon Evde kayınnam bela Bahçelerde pırasa Yaprağına kar yağsa Oğlanlar bekar kalsa Şu kızlara yalvarsa Bu dağı aşam dedim Aşam dolaşam dedim Bir hayırsız yar için Herkese paşam dedim Çaya çamaşır kurdum Altına çalı vurdum Yari gelecek diye Çifte masalar kurdum Derede vurdum kuşu Çıkamadım yokuşu Bu mektubu kabul et Olursun cennet kuşu Dut ağacı boyumca Dut yemedim doyumca Allah canımı almasın Boy boya durmayınca Elma attım denize Geliyor yüze yüze Bizim köyden kız almayın Seksen bin sekiz yüze Elmayı dörde böldüm Düştü çamura silemedim Küçüğüdüm büyüdüm Ben sevgiyi bilemedim Evinin önü yama Yarim mendil sallama Güzelliğin yetiyor Kahkülünü tarama Gazdere’nin ardından Kayaya bak kayaya Vermem diyordun baba Niye verdin ovaya Gidiyorum gidemiyorum Al yeşil giyemiyorum Baykuş kalsın köyünüz Yar benim diyemiyorum Göğer bostanım göğer Öksüzlük boynumu eğer Öksüzlüğüm yeterken Her gelen beni döver Gök kamyon geliyor Dağı taşı deliyor Ablam gelin oluyor Sıra bana geliyor Hay karaağaç karaağaç Sen de yaprağını aç Şeytan diyor ki bana Nişanlını al da kaç İstanbul evrülesi Evrülüp çevrülesi Yolla benim yarimi Kökünden devrülesi Kale kaleye karşı Kalenin ardı çarşı Ben seni alacağım Dosta düşmana karşı Kar yağar testimize Dökülür üstümüze Uzaktan çokan köpek Gelemez üstümüze Karga geçti tepemden Ben ölüyon öfkemden Duramasan gel yarim Ellerin memleketinden Kar yağar ince ince Septiriyor pirince İnsan bir hoş oluyor Sevdiğini görünce Karganın kanatları Yar bana dokunuyor Yârimden mektup geldi Ne türlü okunuyor Kara kara kazanlar Kara yazı yazanlar Cennet yüzü görmesin Aramızı bozanlar Karşı karşı duralım Telefona vuralım Aramızda dağlar var Mektupla konuşalım Kestane kurutmadım Yar seni unutmadım Yar beni unutalı Gözyaşı kurutmadım Koyuna bak koyuna Canlı tokalı gine Açmış yarim geliyor Beyaz yakalı gine Mani benim ezberim Kan ağlıyor gözlerim Ben yarimin yolunu Ölene dek gözlerim Mani mani dert mani Üşümüşüm ört beni Göğsünde terlemişim Bağrında soğut beni Maniciyim manici Gerdan altında inci Anan baban verirse Alıcıyım alıcı Manici başımısın Cevahir taşı mısın? Cevahir taşı olsam Cebinde taşır mısın? Maniyi baştan söyle Kalemi kaştan söyle Karnının açlığını Ekmekten aştan söyle Mendilimin ucuna Sakız bağlarım sakız Doğru söyle sevdiğim Seviyon mu başka kız Öte geçenin yolu Mendilim tütün dolu Veriversene babam Oda bir evin oğlu Samanlık dolu saman Aman efendim aman İlle düğün yapıyor Bizim düğün ne zaman Şangır şungur makası Açtım gömlek yakası Bizim evden görülür Yarimin yatak odası Şu derenin uzunu Kıramadım buzunu Aldım çerkez kızını Çekemedim nazını Yağmur geldi çiseler Yari gelmiş diseler Yari gelmiş diyene Müjdesini viseler Yeşil ipek yüz dirhem Gözlerini süzdüren Senin sevdan değil mi? Beni burda gezdiren |
Atışma |
||
Mani söylerim baştan Ala gözlüm kara kaştan Eşittim terziymişsin Bir de don biç ağaçtan Manici başı mısın? Cevahir taşı mısın? Sana bir mektup yazsam Cebinde taşır mısın? Depeden attım fişek İndi dereye şişek Ben sana ne yaptım A dayımın koca eşek Kahve Yemen’den gelir Yolları ırak Beş para yetmez On para bırak Kayalar bitişiyor Keklikler ötüşüyor Eller yarim dedikçe Yüreğim tutuşuyor Hay uluma uluma Peynir koydum tuluma Söylersen mani söyle Köpek gibi uluma Gökte yıldız bir sıra Hani benim Ayşem Yarim gider Mısır’a Heyyy... Mektup yazdım acele Hani benim Ayşem Bilemezsen hecele Heyy... İlahi kadir mevlam Hani benim Ayşem Bir güzelde bana yaz Heyy... Hediyeni istemem Hani benim Ayşem Mektubunu sıkça yaz Heyy... |
Eğil kayalar eğil Su değil bekmez değil Ben ağaçtan don biçtim Sen ağaçtan ip getir Mektup yazdım yazıdı Kalemim kirazıdı Daha yazacaktım ama Mürekkebim azıdı Urba astım merteğe Ayran koydum helkeğe Ben sana ne dedim A dayımın belteğe Kahve Yemen'den gelir Yolları sapa Beş para yetmezse Kahveyi kapa Çorabı çitiledim Ceketi ütüledim Eller yarim dedikçe Yürekten titiredim Hey aparım aparım Gökten yıldız kaparım Senin gibi maniciyi Eski pabuç yaparım Bir dalda iki kiraz Hani benim Ayşem Biri al biri beyaz Heyy... Kavaklar dizi dizi Hani benim Ayşem Sarsınlar ikimizi Heyy... Unuttun mu a yarim Hani benim Ayşem Muhabbetli geceler Heyy... Allahım ayırmasın Hani benim Ayşem Dünya durdukça bizi Heyy... |
Mektup yazdım kışıdı Kalemim gümüşüdü Daha yazacaktım ama Ellerim üşüdü Derelerin kaynağı Kocakarının değneği Ne karşımda duruyorsun A dayımın çoylağı Güvercinin bembeyaz Hani Benim Anşam Ayrı düştük biz bu yaz Heyy... Dağnamayın komşular Hani benim Ayşem Giderim ardısıra Heyy.... |
|
||
Hay ne ola neler ola Kalbinize nurlar dola İki gözüm beyefendi Bayramın mübarek ola Öteden beriye geldim Vurdum davulumu deldim İki gözüm beyefendi Ziyaretinize geldim Hey çarşılar şu çarşılar Turfanda çıktı turşular Beyefendi bahşiş verdi Eşitmiş olun komşular Geldi Ramazan-ı Şerif Ahu diller gayet zarif İftarı size söyleyemem Kayısı reçeli çok latif Ye kebabı biberlice İç şerbeti amberlice Sevenlere safa olsun Tel kadayıf şekerleme Hem yumurta nazik olur Sucuk ile pişse ne olur Köfteli ekşili çorba Cümlesinden önce gelir Pişer köpüklü kahveler Ehl-i keyfin yüzü güler Nargile çubuktan sonra Terafi kasveti siler |
İşte geldim ekim büküm Davulum sırtımda yüküm İki gözüm beyefendi Hele Selamün aleyküm Davulumun ipi kaytan Sırtımda kalmadı mintan Beyefendi kahve içer Elinde sırmalı fincan Aldım bahşişi giderim Her yerde methin ederim İki gözüm beyefendi Çok çok teşekkür ederim Tatlılar toplansın ola İftarda çıksalar yola Hepsinden çok severiz Tatlılar şahı baklava Yapıyor herkes ekseri Nazik olur dut reçeli Hep reçellerden latiftir Bazen bunu da yemeli Gündüz vakti alın çörek Lazımdır baklavaya börek Ramazan’ın gülü güllaç İftarda bulunmak gerek Lazımdır bunlar iftara Maksadım bütün efkara Davul çalar bahşiş ister Benciliz garip ve avare |
İşte geldim dura dura Davuluma vura vura İki gözüm beyefendi Murat’ın hanesi bura Şekerim var ezilecek Dülbentlerden süzülecek Çok bekletme beyefendi Çok yer var gezilecek Aşağı cami direk ister Söylemeye yürek ister Benim karnım toktur amma Arkadaşım börek ister Siniye kaşık dökerler Akşam besmele çekerler Bir tabak kaymak üstüne Bir tutam şeker dökerler Balla yenir beyaz kaymak İftar ile olur doymak Kimin aklına gelir ki Lokma tatlısını saymak Yahni taamların başı Dolma onun karındaşı Ortalıktan kaldırmayın Muhallebi ile sütlacı |